Birçok insan için düzgün sıralanmış dişler ve sağlıklı bir gülüş, hem estetik hem de fonksiyonel açıdan büyük önem taşır. Ancak dişlerin diziliminde, çene yapısında ya da kapanışta sorunlar olduğunda, bu durumu düzeltmek için en sık başvurulan yöntemlerden biri ortodontik tedavidir. Bu tedavinin merkezinde ise, halk arasında “diş teli” olarak bilinen ve diş hareketini sağlayan temel araçlar olan braketler yer alır.
Ortodonti, sadece çarpık dişleri düzeltmekten ibaret değildir; aynı zamanda çene yapılarının uyumunu sağlamayı, çiğneme fonksiyonunu optimize etmeyi ve uzun vadede ağız sağlığını korumayı hedefler. Ortodontide braketlerle tedavi, on yıllardır güvenilirliğini kanıtlamış, etkin ve kişiye özel bir düzeltme sistemidir. Bu kapsamlı rehberde, braketlerle ortodonti tedavisinin ne olduğunu, hangi aşamalardan geçtiğini, farklı braket tiplerini ve tedavi sürecinde konforlu bir deneyim için bilmeniz gereken her şeyi detaylıca ele alacağız.
Braketlerle ortodontik tedavi, dişlerin üzerine özel yapıştırıcılarla sabitlenen küçük parçalar (braketler) ve bu braketlerin içinden geçirilen, şekil hafızasına sahip teller (ark telleri) kullanılarak dişlere sürekli ve hafif kuvvetler uygulanması prensibine dayanır. Bu kuvvetler sayesinde dişler, yavaşça ve kontrollü bir şekilde kemik içerisinde hareket ettirilerek ideal pozisyonlarına getirilir.
Tedavi, sadece estetik kaygılardan çok daha fazlasını çözer. Dişlerin düzgün sıralanmaması, doğru çiğneme yapmayı zorlaştırabilir, bu da sindirim sorunlarına yol açabilir. Ayrıca, çapraşık dişlerin temizlenmesi zordur; bu durum diş çürüğü ve diş eti hastalıkları riskini önemli ölçüde artırır. Kapanış bozuklukları (maloklüzyon) çene ekleminde (temporomandibular eklem) ağrılara ve baş ağrılarına bile neden olabilir. Bu nedenle, braketlerle ortodontik tedavi, genel ağız ve çene sağlığının iyileştirilmesi için kritik bir adımdır.
Braketler, diş yüzeyine yapıştırılan ve ark telinin tutulduğu küçük yuvalardır. Her bir braket, dişe özel bir açıyla ve konumla yerleştirilir. Bu konumlandırma, telin dişe uyguladığı kuvvetin yönünü ve miktarını belirler. Ark teli ise düz bir teldir; dişler çapraşık olduğu için bu tel braketlere bükülerek yerleştirilir. Tel, kendi orijinal düz şekline dönme eğilimindedir. Telin bu hafıza özelliğinden kaynaklanan sürekli ve hafif geri dönme kuvveti, dişleri hedef pozisyona doğru hareket ettiren ana mekanizmadır. Bu biyolojik hareketlenme süreci, kemikteki değişimlerle gerçekleştiği için kontrollü ve yavaş olmak zorundadır. Ortalama olarak dişler ayda 0.5 mm civarında hareket eder, bu da braketlerle ortodontik tedavinin neden sabır gerektiren uzun bir süreç olduğunu açıklar.
Braketlerle Ortodonti Tedavisi, çok çeşitli diş ve çene problemlerini çözmek için kullanılır. En yaygın endikasyonlar şunlardır:
Çapraşıklık (Crowding): Dişlerin çene kemiği üzerinde düzgünce sıralanmak için yeterli alana sahip olmaması durumudur. Dişler üst üste biner, döner veya yanlış pozisyonlarda çıkar.
Boşluklar (Diastema): Dişler arasında aşırı boşluk bulunmasıdır. Bu durum genellikle diş boyutu ve çene boyutu arasındaki uyumsuzluktan ya da eksik dişlerden kaynaklanır.
Kapanış Bozuklukları (Maloklüzyonlar):
Overbite (Derin Kapanış): Üst ön dişlerin alt ön dişleri anormal derecede örtmesi.
Underbite (Ters Kapanış): Alt çenenin üst çenenin önüne gelmesi, yani alt dişlerin üst dişleri örtmesi.
Crossbite (Çapraz Kapanış): Üst ve alt dişlerin yan bölgelerde yanlış kapanması.
Openbite (Açık Kapanış): Ön veya arka dişlerin kapanırken birbirine temas etmemesi ve arada boşluk kalması.
Bu durumlar estetik görünümü etkilemenin yanı sıra, dişlerin normal işlevini ciddi şekilde bozabilir. Doğru teşhis ve tedavi planlamasıyla, braketlerle tedavi bu sorunların tamamına etkin bir çözüm sunar.
Teknolojinin gelişmesiyle birlikte Ortodontide Braketlerle Tedavinin Çeşitleri de çeşitlenmiştir. Artık hastaların estetik beklentilerine ve yaşam tarzlarına uygun birçok alternatif mevcuttur.
Metal braketler, ortodontinin temel taşı ve en yaygın kullanılan tipidir. Yüksek kaliteli, doku dostu paslanmaz çelikten üretilirler. Sağlamlıkları ve maliyet etkinliği nedeniyle hala en popüler tercihtirler.
Dayanıklılık: Metal braketler, diğer türlere göre darbelere ve basınca karşı daha dirençlidir. Kopma veya kırılma riski düşüktür.
Etkinlik: Diş hekimlerinin kuvvet kontrolünü en üst düzeyde tutmasına olanak tanır, bu da zorlu vakalarda bile hızlı ve öngörülebilir sonuçlar alınmasını sağlar.
Maliyet: Genellikle en ekonomik braket türüdür.
Kişiselleştirme: Özellikle gençler arasında renkli elastik bantlarla kişiselleştirme imkanı sunar.
Estetik kaygısı yüksek olan bireyler için seramik braketler ideal bir alternatiftir. Diş rengine çok yakın, opak beyaz veya şeffaf malzemelerden (genellikle porselen veya seramik) yapılırlar.
Estetik Görünüm: Diş yüzeyinde metal kadar belirgin olmazlar. Uzaktan bakıldığında fark edilmeleri zordur, bu da onları yetişkinler ve görünürlüğü azaltmak isteyenler için çekici kılar.
İşlevsellik: Metal braketlerle hemen hemen aynı tedavi etkinliğine sahiptirler.
Dikkat Edilmesi Gerekenler: Metal braketlere göre biraz daha hassas olabilirler. Ayrıca, braketleri bağlayan lastik bantların zamanla kahve, çay gibi renkli gıdalardan lekelenme olasılığı vardır, ancak bu bantlar her kontrolde değiştirilir.
Lingual ortodonti, braketlerle tedavinin en estetik formudur. Bu yöntemde braketler dişlerin dış yüzeyi yerine, dile bakan iç yüzeyine (lingual yüzeye) yapıştırılır.
Görünmezlik: Tedavinin dışarıdan tamamen görünmez olması en büyük avantajıdır. Hastalar, tedavi gördükleri anlaşılmadan dişlerini düzeltebilirler.
Kişiselleştirme: Lingual braketler genellikle hastanın diş yapısına ve anatomisine özel olarak üretilirler.
Uyum Süreci: Tedavinin ilk günlerinde dile sürtünme nedeniyle konuşma ve yeme konusunda bir alışma süreci gerekebilir. Ağız içi hijyeninin sağlanması da dış braketlere göre biraz daha fazla özen ister.
Kapaklı braketler, ark telini braket yuvasında tutmak için geleneksel lastik bantlar yerine, braketin kendisine entegre edilmiş küçük bir kilit sistemine (kapağa) sahiptir. Bu kilit mekanizması, teli doğrudan yuvada tutar.
Sürtünmenin Azalması: Telin braket içindeki sürtünmesi azaldığı için daha az kuvvetle diş hareketi sağlanabilir. Bu, bazı vakalarda ağrıyı azaltabilir ve tedavi süresini potansiyel olarak kısaltabilir.
Hijyen: Lastik bant kullanılmadığı için gıda artığı birikme yüzeyi azalır, bu da temizliği bir nebze kolaylaştırır.
Hızlı Kontroller: Tel değişimleri, kapak sistemi sayesinde daha hızlı gerçekleşir.
Braketlerle tedavi süreci, her hastanın ağız yapısına ve ihtiyaçlarına göre özel olarak planlanan, disiplinli ve aşamalı bir yolculuktur. Bu yolculukta hastanın uyumu ve düzenli kontroller kritik öneme sahiptir.
Tedavinin başlangıcı, kapsamlı bir analizle başlar. Bu aşamada dişlerin, çenelerin, yüz yapısının fotoğrafları çekilir, panoramik ve sefalometrik (yan kafa) röntgenler alınır ve dişlerin ölçüleri alınarak modelleri oluşturulur. Elde edilen tüm veriler ışığında, mevcut kapanış bozukluğu (maloklüzyon) tipi, dişlerin hareket etmesi gereken yön ve miktar belirlenir. Bu veriler sayesinde, diş hekimi tarafından hastaya özel, en doğru braketlerle ortodontik tedavi planı hazırlanır. Tedavi planı, kullanılacak braket tipinden, muhtemel tedavi süresine ve gerekli olabilecek ek işlemlere (örneğin diş çekimi) kadar tüm detayları içerir.
Planlama tamamlandıktan sonra, braketlerin dişlere yapıştırılması aşamasına geçilir. Bu işlem genellikle tek bir seansta tamamlanır ve ağrısız bir süreçtir. Öncelikle diş yüzeyleri özel bir temizleme ve hazırlık aşamasından geçirilir. Ardından, özel bir yapıştırıcı kullanılarak her bir braket, daha önce planlanmış hassas konuma yapıştırılır. Bu yapıştırıcının sertleşmesi için özel bir ışık kullanılır. Son olarak, diş hekimi tarafından ilk ark teli braket yuvalarından geçirilir ve lastik bantlar (ligatürler) veya kapak mekanizması ile sabitlenir. Bu tel, dişlere ilk hafif kuvvetleri uygulamaya hemen başlar.
Braketlerle tedavi süreci boyunca hastanın düzenli olarak aylık kontrollere gelmesi gerekir. Bu kontrollerde, diş hekimi dişlerin hareketini değerlendirir. Tedavinin ilerlemesine göre, daha kalın ve daha güçlü kuvvetler uygulayacak yeni ark telleri takılır. Zaman zaman dişlerin yer değiştirmesine yardımcı olmak için küçük lastikler (ortodontik elastikler) takılması, yaylar veya farklı aygıtlar kullanılması gerekebilir. Bu ayarlamalar, dişlerin kemikte sağlıklı bir şekilde hareket etmesini ve planlanan nihai pozisyona ulaşmasını sağlar. Her kontrolden sonra birkaç gün hafif bir hassasiyet hissedilmesi normaldir, bu durum dişlerin hareket ettiğinin bir işaretidir ve kısa sürede kaybolur.
Dişler istenilen pozisyona ulaştığında ve kapanış düzeldiğinde, aktif tedavi aşaması sona erer. Braketler özel bir alet yardımıyla dişlerden çıkarılır. Bu işlem de ağrısızdır. Ardından diş yüzeyindeki yapıştırıcı kalıntıları temizlenir ve dişler cilalanır.
Ancak, braketlerle ortodontik tedavi burada bitmez. Dişlerin yeni konumlarına alışması ve bu konumlarını korumaları için “Pekiştirme” (Retansiyon) aşamasına geçilir. Bu aşamada, “retainer” adı verilen pekiştirme aygıtları kullanılır. Retainer’lar genellikle iki tiptir:
Sabit Retainer: Genellikle alt ve üst ön dişlerin iç yüzeyine, göze çarpmayan ince bir telin yapıştırılmasıyla oluşturulur. Bu telin ömür boyu kalması dişlerin geri kaymasını (nüks) önlemede en güvenilir yöntemdir.
Hareketli Retainer: Şeffaf plaklar veya telli damaklıklar şeklinde olabilir. Bunlar, ilk aylarda tam zamanlı, ilerleyen zamanlarda ise sadece geceleri takılmak üzere kişiye verilir.
Retainer kullanımı, elde edilen güzel gülüşün kalıcılığı için hayati önem taşır. Retainer’lar düzenli ve talimatlara uygun kullanılmadığı takdirde, dişlerin eski pozisyonlarına dönme riski (nüks) oldukça yüksektir.
Ortodontide braketlerle tedavi görürken günlük yaşamda ve ağız bakım rutinlerinde bazı değişiklikler yapmak gerekir. Bu değişikliklere uyum sağlamak, tedavinin başarısını ve süresini doğrudan etkiler.
Braketlerin yerinden çıkmasını veya kırılmasını önlemek, tedavinin kesintiye uğramaması için hayati öneme sahiptir. Bu nedenle bazı yiyecek gruplarından kaçınmak gerekir:
Sert Yiyecekler: Buz, fındık, sert şekerler, patlamış mısır, galeta gibi yiyecekler doğrudan braketlere zarar verebilir. Elma ve havuç gibi sert meyve ve sebzeler ısırılarak değil, küçük parçalar halinde kesilerek yenmelidir.
Yapışkan Yiyecekler: Karamel, sakız, lokum, jelibon gibi yapışkan ve yoğun şekerli gıdalar braketlerin arasına sıkışır, temizlenmesi zorlaşır ve braketi yerinden çıkarabilir.
Asitli ve Şekerli İçecekler: Asitli ve şekerli içeceklerin sık tüketimi, braketlerin etrafında diş çürüğüne neden olma riskini artırır. Tüketim sonrasında ağzı suyla çalkalamak faydalıdır.
Genel olarak, yumuşak gıdalar (püre, çorba, yoğurt, yumuşak peynirler, iyi pişmiş sebzeler, makarna) ilk günler için idealdir. Normalde tüketilen yiyecekler bile, braketleri korumak için küçük parçalar halinde arka dişlerle çiğnenmelidir.
Braket Hijyeni, tedavi sürecinde en çok dikkat edilmesi gereken konudur. Braketler ve teller, gıda artıklarının ve plağın birikmesi için çok sayıda köşe ve yüzey oluşturur. Yetersiz hijyen, braketlerin çıktığı yerde beyaz lekelere (diş çürüğü başlangıcı) ve diş eti iltihabına yol açar.
Özel Fırçalama Tekniği: Her yemekten sonra dişler mutlaka fırçalanmalıdır. Standart bir diş fırçasıyla braketlerin altı, üstü ve etrafı dairesel hareketlerle, nazikçe ama tüm gücü kullanarak temizlenmelidir. Ortodontik diş fırçaları (tellerin üzerine oturan oluklu fırçalar) bu süreçte yardımcı olabilir.
Ara Yüz Fırçaları: Braket ile telin arasını ve tellerin altındaki diş yüzeylerini temizlemek için “ara yüz fırçaları” (küçük, konik fırçalar) vazgeçilmezdir. Bu fırçalar, normal fırçanın ulaşamadığı noktalardaki artıkları temizler.
Diş İpi Kullanımı: Teller nedeniyle normal diş ipi kullanımı zorlaşır. Diş ipini tellerin altından geçirmek için özel iplik geçiriciler (floss threader) veya “superfloss” adı verilen kalın uçlu ipler kullanılmalıdır.
Gargara ve Su Pompaları: Florürlü ağız gargaraları çürük riskini azaltmada ek destek sağlar. Ayrıca, su basıncıyla çalışan ağız duşları (water flosser), braketlerin etrafındaki büyük artıkları ve plağı etkili bir şekilde temizlemek için çok kullanışlıdır.
Braketler ilk takıldığında ve aylık kontroller sonrasında kuvvet uygulandığında, dişlerde birkaç gün süren hafif bir ağrı, sızlama ve hassasiyet hissedilmesi çok normaldir. Bu durum, dişlerin hareket etmeye başladığının doğal bir sonucudur.
Ağrı Yönetimi: İlk günlerde katı gıdalardan kaçınmak ve yumuşak gıdalarla beslenmek rahatlatıcıdır. Ağrı kesiciler, bu dönemi konforlu atlatmaya yardımcı olabilir.
Yumuşak Doku Yaraları: Braketler ve tel uçları yanak, dudak ve dilin iç kısımlarını tahriş edebilir. Bu tahriş, birkaç gün içinde ağız dokusu yeni yabancı cisme alışana kadar sürebilir. Bu süreçte, braketlerin keskin kısımlarına ortodontik mum uygulanabilir. Mum, tahrişi engelleyerek dokunun iyileşmesine zaman tanır. Ayrıca, tuzlu su ile gargara yapmak da yaraların iyileşme sürecini destekler.
Braketlerle tedavi uzun bir süreçtir ve sebat gerektirir. Tedaviye uyum, hijyen kurallarına dikkat ve düzenli kontroller sayesinde bu süreç sonunda beklenen sağlıklı, estetik ve fonksiyonel gülüşe ulaşmak mümkündür.
Bu bölümde, Ortodontide Braketlerle Tedavi hakkında en çok merak edilen ve aranan sorulara detaylı cevaplar bulacaksınız.
Tedavi süresi, diş ve çene problemindeki bozukluğun şiddetine, hastanın yaşına, büyüme ve gelişim durumuna, kullanılan braket ve tedavi tekniğine ve en önemlisi hastanın tedaviye uyumuna bağlı olarak büyük ölçüde değişir. Hafif vakalarda bu süre 6 ay ile 1 yıl arasında değişebilirken, karmaşık ve çene bozukluğunun eşlik ettiği vakalarda 2.5 ila 3 yıla kadar uzayabilir. Genel bir ortalama vermek gerekirse, çoğu vakada braketlerle ortodontik tedavi süresi 18 ila 24 ay arasındadır. Bu sürenin uzamasındaki en büyük etkenlerden biri, braket kırılmasına neden olan sert yiyeceklerin tüketilmesi ve randevuların aksatılmasıdır, zira kopan her braket veya kaçırılan her kontrol, tedavinin kesintiye uğramasına ve sürenin uzamasına yol açar.
Braketlerin diş yüzeyine yapıştırılması işlemi tamamen ağrısızdır. Diş yüzeyleri temizlenir ve braketler özel bir yapıştırıcı ile sabitlenir, bu süreçte herhangi bir acı hissedilmez. Ancak, braketler takıldıktan ve ark teli yerleştirildikten sonra dişlere hafif ve sürekli bir baskı uygulanmaya başlanır. Bu baskı, dişlerin hareketini başlatır ve bu hareket genellikle 3 ila 5 gün süren hafif bir sızlama, hassasiyet veya ağrıya neden olabilir. Bu rahatsızlık hissi genellikle en çok ilk 24-48 saatte zirve yapar ve sonrasında giderek azalır. Yumuşak gıdalarla beslenmek ve ağrı kesiciler kullanmak, bu ilk uyum sürecini kolayca atlatmaya yardımcı olur.
Braketlerin kırılmasını veya yerinden çıkmasını önlemek için üç ana yiyecek türünden kesinlikle kaçınılmalıdır:
Sert ve Çıtır Yiyecekler: Tostların sert kenarları, cipsler, fındık, ceviz gibi kabuklu kuruyemişler, buz, patlamış mısır ve sert şekerler (lolipop, akide şekeri). Bu yiyecekler, braketleri doğrudan yerinden sökebilir.
Yapışkan Yiyecekler: Sakız, karamel, jelibon, lokum gibi dişlere ve braketlere kuvvetle yapışan ve koparmak için dişlerin çekme kuvveti uygulamayı gerektiren gıdalar.
Büyük Parçalar Halindeki Gıdalar: Elma, havuç, simit gibi ısırma hareketiyle koparılması gereken gıdalar, ön dişlerdeki braketlere aşırı baskı uygular. Bu gıdalar küçük parçalara ayrılarak arka dişlerle çiğnenmelidir.
Bir braketin yerinden çıkması veya kopması, diş hareketine uygulanan kuvvetin o diş için kesintiye uğraması anlamına gelir. Bu durum, tedavinin durmasına ve sürenin uzamasına yol açar. Bir braketin koptuğunu veya yerinden oynadığını fark ettiğiniz anda, durumu diş hekiminize bildirmeniz ve mümkün olan en kısa sürede tekrar yapıştırılması için randevu almanız önemlidir. Kopan braket, telin üzerinde asılı kalmışsa, çıkarmaya çalışmak yerine olduğu yerde bırakılması ve keskin kenarları varsa geçici olarak üzerine ortodontik mum uygulanması en doğru yaklaşımdır.
Hayır, ortodontik tedavi her yaşta uygulanabilir. Dişlerin kemik içerisinde hareket etme yeteneği, yaşa bağlı bir durum değildir ve yetişkinlerde de başarılı sonuçlar alınır. Çocukluk döneminde (özellikle 6-12 yaş arası), çene gelişimini yönlendirmek mümkündür; bu döneme erken ortodontik tedavi denir. Ancak, sadece dişlerin dizilimi ile ilgili problemler için braketlerle tedavi yetişkinlikte de aynı başarıyla uygulanır. Günümüzde birçok yetişkin estetik kaygılar nedeniyle seramik veya lingual braketleri tercih ederek tedavi görmektedir.
Braketler çıktıktan sonra dişlerin eski haline geri dönme (nüks etme) eğilimi çok yüksektir. Tedavinin kalıcılığını sağlamak için pekiştirme (retansiyon) aşaması ve retainer kullanımı hayati önem taşır. Retainer’lar (sabit teller veya hareketli şeffaf plaklar/damaklıklar) dişlerin yeni pozisyonlarını korumasını sağlar. Çoğu zaman, sabit retainer (ön dişlerin arkasına yapıştırılan ince tel) ömür boyu kalıcı bir çözüm olarak tercih edilir. Hareketli plaklar verildiyse, diş hekiminin talimatlarına uygun olarak (ilk başlarda tam zamanlı, sonrasında sadece geceleri) düzenli ve aksatılmadan kullanılmalıdır. Retainer kullanımındaki ihmal, yıllar süren tedavinin bozulmasına yol açar.
Hayır, braketlerin kendisi dişleri çürütmez. Ancak, braketlerin ve tellerin yüzeyleri, yemek artıklarının ve bakteriyel plağın kolayca birikmesi için uygun alanlar yaratır. Bu birikintiler, yeterince temizlenmediği takdirde diş minesinin asitlenmesine ve sonuçta diş çürüklerinin oluşmasına neden olur. Eğer hijyen kötü olursa, braketlerin etrafında çürükler veya kalıcı beyaz lekeler (demineralizasyon) gelişebilir. Bu nedenle, braketlerle ortodontik tedavi süresince ağız hijyeni rutini, normalden çok daha titiz ve detaylı olmalıdır. Günde en az üç kez, doğru tekniklerle ve ara yüz fırçası, diş ipi gibi yardımcı araçlarla fırçalama yapmak bu riski en aza indirir.
Alt kısımda yer alan butonlar üzerinden bizlerle hızlı şekilde iletişime geçebilir dilerseniz iletişim formundan randevu oluşturabilirsiniz.